Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Minik el yapımı örgü çanta

Arta kalan ipimden elde ettiğim minicik bir çanta, aslında bunu çanta olarak ta kullanmayı düşünmüyorum, dekoratif eşya olarak kullanmayı düşünüyorum. Küçük bir süs eşyası diyelim. Aramızda kalsın içine bir kaç tane hijyenik ped koydum, içine koyulabilecek daha feminen birsey yoktu belki de. Söz konusu kadın olmaksa, illaki birşeyler üretilir, ve bir kullanım amacı yaratılır. Siz de birseyler üretin, etrafınızda küçük şıklıklar olsun! Kadın olmak  keyifli bir hayat yaratabilmektir.

Her rüya gerçek olur mu ?

Rüya görenler ve bu dertten muzdarip olanlar, gerçek ile rüya arasında kafayı yemek üzereler biliyorum çünkü ben de bu dertten muzdaribim. Bazı hisleri güçlü insanların rüyalarında gördükleri bazı işaretler gün gelir gerçek olurlar ve zihinlerinde bir ampul yanar, haaa ben bunu rüyamda görmüştüm demek ki bak buna işaretmiş diye. Önceleri çok bir mübarek hissedersiniz kendinizi vay ben ne sevgili kulum diye, oysa Cine şeytana çoktan malzeme verdiniz ve oyuncak olmak üzeresiniz. Bilim kabul etmez tabi rüyaydi hikmetti meselelerini bilinç altı der geçer oysa bu rüya mevzu çok derin bir mevzu ve cok başka bir dünya. Sınırları olmayan maddeye sıkışmadan düşünceden düşünceye bir seyehat etme hali. Rüya görmek gerçekten büyük bir nimettir bazen öyle şeyler hakkında fikir sahibi bilgi sahibi yapar ki sizi, karşınızdaki insan bunu nerden biliyor zihnimi mi okuyor diye şaşkınlık geçirebilir. Rüya gördüğünüzü farkettiginizde ve buna dikkat kesilmeye başladığınızda ve her gördüğünüz rüyanın peşin

Dualarım neden kabul olmuyor ?

Bu soruya milyonlarca insanın cevap aradığını biliyorsunuz değil mi ? Ve hatta siz de arıyorsunuz. Hayatınızdaki herhangi birine sorsanız alacağınız kuvvetli ihtimal cevap "ne bileyim ben" olacaktır. O nedenle içerik üretmenin bir soruya kendince de olsa cevap vermenin çok büyük bir yardım olduğuna kanaat getirdim. Çünkü insan birşeye cevap ararken birşeyi anlamlandırmaya çalışırken bilgi sayılabilecek herseye su gibi ihtiyaç duyuyor. Gelelim neden kabul olmadıklarına; işin esası bunun sizin arzu ettiğiniz gibi matematiksel bir cevabı yok daha doğrusu inancın bir ölçülebilirligi ve eksiği gedigi vitamin eksikliği gibi bir eksikliği yok öyle olsaydı eksiklerimizi gerekli ölçüde takviye ederdik mis gibi hersey yolunda olurdu. İnancın bel kemiği ve tek kimyası, samimiyet ! Ondan emin olmak ise neredeyse imkansız. Kendimizi samimi sanırken bile samimi olamayabiliyor uz. Kabul olmayan dua yoktur, kul ettiği duayi unutmadıkca. Unutmamız gerekiyor gün saymamız değil. Kul Allahi im

Türk Kahvesi

Türk Kahvesi nedir, tarihçesi, kimyasal bileşimi falan mı ? Yok yok tamamen duygusal. Mesele tamamen efkari. Efkari de ne demekse artık, söz konusu Türk Kahvesi olunca bunu icad etmek çok kolay oldu benim için. Efkarini içki icmekten çıkartmayı sevmeyenler bunu hiç alışkanlık edinememiş kimseler, çay ve kahveye abanırlar bilenler bilir. Ben buna Müslümanın helal efkar sofrası diyorum. Çayı kahveyi çok içmek bir efkar meselesidir hocam. Çoğu zaman da edebiyat konusudur. Çayı kahveyi çok içen insanların edebi bir derinlikleri olduğunu da düşünüyorum. Şöyle duygusal derin bir dünya ama isyankar olmayan serzenişler, razı oluş ve "eyvallah " deme hali. Yorgunluğa da çok iyi gelir ilhamsizliga da tıkanmışlıga da. Zayıflatma etkisi de vardır ha, muzdariplerine duyurulur. Fazla içilmesi halinde kansızlıkta yaparmış, amaaaan hayat bizim kanımızı zaten emmiş geriye birsey kalmış mı da çay kahve bize dert olsun dediyseniz mis gibi dertli mis gibi efkarlısınız. Konu başlığı Türk Kahves

Kapitalizm bir aşk hikayesi

İçinde bulunduğumuz ekonomik sistem kendi içinde temelinde tüketme aşkı olan bir ekonomik sistem. Bu aşkın ihtiraslarina kapilabilmek  için evinizden çıkıp en yakın alışveriş merkezine gitmeniz yeterli. Her yer mis gibi kahve ve parfüm kokuyor değil mi ? Vitrinler ışıl ışıl karşı koymak imkansız sizi kendilerine doğru çağırıyorlar. Kapıdan içeri girer girmez bir medeniyet duygusu içinizi sarıyor "well come to modern world" diyor. Birden başka bir dünyaya giriyorsunuz hangi mahalleden hangi köyden geldinizin bir önemi kalmıyor. Siz artık yalnızca tüketicisiniz. İstediğiniz mağazaya girebilir alışveriş yapabilirsiniz. Herşey son derece ucuz çünkü endüstriyel üretime geceli uzun yıllar oldu. Bir kazagi satın almak onu üretmekten çok daha ucuza mal olunca, kapitalizme bir kez daha aşık oluyor içiniz coşuyor. Hepsini ama hepsini satın almak istiyor tek bir reyonu bile hallac pamuğu atar gibi atmadan geçmek istemiyorsunuz. Bütün askılara tek tek bakıyor bir tanesini bile atlamak i

Genetik zenginlik

Genetik zenginlik nedir, dünyaya gelirken ki sahip olduğunuz niteliklerdir. Boyunuz, saçınız, göz renginiz, cilt tipiniz, ve anatomik yapınız bunların hepsi genetik hususlar bir takım sanslarımız ya da şanssızlıklarımız ama hepsinin bir çözümü var değil mi!  Boyunuz için topuklu ayakkabı, göz renginiz için renkli lensler cildiniz için milyon tane bakım çeşidi, formunuz için spor diyet falan ama bunların hepsini zorladıgınızda ise çok zorlama bir tip oluyorsunuz ve insanlar içinde doğallık bağlamında kabul görmüyorsunuz. Penye kumaştan ipek gecelik yapmaya çalışmanız takdir edersiniz ki kabul görmez, begeni toplamaz. Peki ne yapmak gerekir ? Bence doğalindan çok fazla uzaklaşmaya çalışmadan özüne uygun hareket ederek bir görüntü oluşturmakta fayda var. Diyelim ki saçlarınız ince telli ve seyrek bir yapı da bu saça en az altı ay bakım yaparak bir hal yoluna koyabilirsiniz ama yine de genetik zenginlik hususuna geliyor ki mesele, yediği içtiği saçlarına yarıyormuş gibi görünen insanlar g

Kırılmayan Fındık

Konu başlığına bakınca fındık tiplerini inceleyeceğimizi falan düşünebilirsiniz ama meselemiz fındık çeşitliliği değil. Akşam sofra bezinin üzerine konulmuş olan bir avuç fındıktan gözüme güzel görünen bir tanesini elime aldım ve kırmaya çalıştım. Yardımcı alet kullandım olmadı, dişimle kırmaya çalıştım yine olmadı, manasızca gelen bir dirayeti vardı fındığın. Tabi akşamdan sabaha kadar bununla ugrasmama gerek duyacak kadar bir güçte sergileyemezdi, hepi topu küçücük bir fındık işte. En sonunda kırıldı ve içinden çıkan olağan görünümlü sağlıklı fındığı attım ağzıma, aman Allahim o ne  berbat bir tat! Adeta mini çaplı bir zehir, tabi hemen çıkardım ağzımdan, ne zorluklarla sahip oldum ben buna deyipte yeme ısrarında bulunmadım. Sonra düşündüm, bak kırılmayan bir fındıkta bile bir hikmet var. Açılmayan kapılarda bir hikmet var. Nimet sandığımız, fayda sandığımız şeylerden bile zarar dogabiliyor. Belki de şükretmek lazım olmayan şeylere. Zaten derler hani, olan bir şeye bir kere olmayan

Öfkem Haklı Gururumdur !

İçimde ruhumun derinliklerinde bağıra bağıra son ses "metallica" dan bir şarkı çalıyor. Elimde en keskininden bir "hattori hanzo" kılıcı var ve dünyadaki bütün kötülükleri dogruyorum paramparça ediyorum. İçimde öylesine birikmiş bir nefret var ki, öylesine ezilmiş, ezilmeye çalışıldıkça aslında daha da kinlenmiş intikam alabilmek için gün sayan bir "uma thurman" var edata "Kill Bill" filminde olduğu gibi.  Nedir bu tahammül sınırlarımı zorlayan kötülükler; adaletsizlik, fırsat eşitsizliği, şanssızlıklar, hakedipte sahip olamadığımız şeyler ve adına sınanma dediğimiz şeyler, vardır bir hayır diye benimsemeye çalıştıklarımız, yalanlar, maskeler, arsizliklar, nankörlükler kadir kıymet bilmemekler, gamsizliklar, piskinlikler, haysiyetsizlikler, kahpelikler, şerefsizlikler ve daha sayamadigim bir sürü şey... Hepsine maruz kaldığımdan değil dünya bunu hakettiğinden. Asabiyet ile  delikanlılık arasında bir bağ var. Yiğit iseniz mert iseniz haksızlığa t

Kader değişir mi ?

Bu konu hakkında hüküm vermek, insanların inançlarını yönlendirmek, büyük bir sorumluluk olur bu nedenle bu soruya kendi kanaatimce kendi tecrübemce cevap vermeye çalışacağım. Benim tecrübeme göre kader değişmez. Kader kaçınılması mümkün olmayan nihayi sonuctur eğer kacilabilseydi zaten adı kader olmazdı. Kader neden kaderdir, içinden cikamayacaginiz bir yol haritası olduğu için. Kaderi tek bir düşünce ile ya da tek bir unsur ile açıklayamayiz kader tek başına kendi içinde müthiş komplikasyonlari olan bir olgudur yine de anlaşılabilir bir özet vermek gerekirse, kader imtihan gayesiyle yazılır eğer kul Allah ile dost ise kulun en hayrina olacak sekilde tecelli eder burda gözden kaçmamasi gereken önemli bir husus kulun Allah ile dost olması hususudur çünkü Allah ile dost olan kul kendi iradesine güvenmek yerine kendini yaratan evvelini ve ebediyetini bilen yüce yaraticisinin iradesine güvenir. Hal böyle olunca kader gitmesi gereken en ideal yol haritasında gider. Bir diğer önemli husus

ERKEKLER

Erkeklere inanmıyorum Yalandır hep sözleri Sahte umut doludur Capkınların gözleri Elde edene kadar Peşi sıra dolaşır Düş önce tuzağa Vaziyet o zaman başkadır Sevmiş gibi görülür Kalbim senindir der Bu sözleri hep ezber Ederler hanımlara Tekrar ederler Hele bazı erkekler Bu işte çok sanatkardır Dokuz çocuğu olsa da Halen kendi bekardır.                    (Kaynak : sosyal medya ) Ne varsa yurdum insanın kültüründe var şu mizah anlayışına karşı saygı duymamak mümkün mü,  bu kadar çok şeyi bu kadar az  sözle anlatmak nasıl bir edebi kabiliyettir.  Yıllarca insanlara kadınları anlamak çok zordur deyip, kadın fıtratını anlaşılması zor hatta trajikomik gösterdiler oysa asıl anlaması güç olan ve komik olan erkek tabiatıdır yukardaki şiir de bunu son derece başarılı ispat etmiyor mu? Üstelik erkeklerin her zaman dümdüz olduğu, net olduğu, basit mekanizmalar üzerine kurulu bir düşünce sistemine sahip oldukları kabul görmüş yaygın bir fikirdir. Oysa onları anlamak ve davranışl

Mazeretim var, ukalayım ben !

Özgüven ile ego arasında bir fark vardır en sevmediğim şey egosu olan insandır diye bir trajedi yaratmayacagım aksine egosu olan insanlara, karşı konulamaz bir sempatim vardır altı dolu olmak koşulu ile!  Kuru kuruya ego da neyin nesidir ve ne kadar gülünçtür. Başarının olduğu yerde yeteneğin olduğu yerde aklın zekanın olduğu yerde özgüvenin olması hatta egoya dönüşmesi çok normaldir. Keşke olmasa keşke insanlar büyüdükçe kuculebilse mütevazilesebilse ama öyle olmuyor çoğunlukla çünkü insan dediğimiz canlı ortalama bir canlı, ve takdir edersiniz ki pek çoğumuz paygamber ahlakına sahip olacak bir potansiyelle dünyaya gelmiyoruz. Geçtiğimiz sene "survivor" da "ilhan mansız" da yarışmıştı. Abi adam kilometrelerce öteden müthiş bir aura ile parlıyor ben liderim diyor. Beden duruşundan tutta az konuşmasına, karizmasina başarılarla dolu özgeçmişine bir bakalım da adama hayranlık duymayalım. Adam yürüyen bir cazibe! Ben olsam ona bağlılığımı uzak Doğu da ustasına itaat e

Biliyor musunuz?

Şuanda biz çayımizi yudumlarken, aksama ne yemek pisirsek diye düşünürken, memnun olmadığımız işimizi daha iyisiyle degistirmeyi düşünürken, evliligimizi planlarken ve hayatın bu olağan akışını dünyanın her yanında aynı sanırken, bir yerlerde insanların öncelikli tek amaçları hayatta kalabilmek yaşıyor olabilmek yani ölmemek. Bu duygunun nasıl bir duygu olduğunu hissedebilir miyiz ? Hayır asla ! Dusunemeyiz bile. Allah hiçbir millete böyle bir durum yaşatmasin diye dua etsek bile malesef dünyanın çeşitli yerlerinde insanlar buna maruz kalıyorlar. Peki nasıl oluyor da arsizca ve Umarsizca yaşayabiliyoruz!  Ateş yalnizca düştüğü yeri yakıyor değil mi! İnsan oğlunun tabiatında ki bu bencillik ve arsizlik duygusu olmasa dünya normal bir ruh halinde yaşayamazdi değil mi?  Tarihinde milyonlarca acı yaşanmış bir dünya da hicbirsey olmamiscasina yaşamaya devam ediyoruz. Herhangi bir toplumu ya da coğrafyayı örnek göstermiyorum, çeşitli dinlerden çeşitli ırklardan insanlar dramlar yaşadılar ve

Neye imza attığımızı bilmiyoruz

İnsanlar birşey satın alırken ya da bir sözleşmeye imza atarken içerik olarak neye imza attıklarını bilmiyorlar buna evlilik sözleşmesi olan nikah akdi dahil. Teknik olarak kağıt üstünde adınızın yazılı olduğu bölümün hemen üst kısmına kalem denilen basit bir araçla mürekkebi oraya nakşediveriyorsunuz. Eylem olarak bu kadar basit lakin getirdiği sorumluluklar bakımından son derece ağır. Evliliğin ne olduğunu bilmeden nasıl bir dönüşüm olduğunu bilmeden yalnızca bir defterin üstüne imza attığını sanan insanın durumu sizce de çok komik değil mi! İnsana sormazlar mi hiç mi içeriğine bakmadın mi diye ! Geçenlerde bir yakınımizin ameliyatı için hastaneye gittik yanında ben refakat ettim daha doğrusu ameliyat öncesi hazırlıklar asamasindaydik. Ameliyat öncesi anesteziden sorumlu sağlık görevlisine görünmeniz gerekiyor herhangi bir risk teşkil ediyor mu diye. O gorevliden de önce iki bayanın oturduğu bir masa da evrak imzaladı hastamiz, sorular ivedilikle soruldu hasta neye cevap verdiğini

Ufak tefek cinayetler

Kendi içinde tek başına ironi fırtınası, bu söylem biçimini çok sık kullanıyorum değil mi ? Öyle konu başlıkları buluyorum ki kendi başına birseyler ifade ediyor. Neyse ironiye bakalım ki, cinayetin ufagi büyüğü olabilir mi ? Ya da cinayet denilecek kadar büyük bir kötülüğü ufak tefek diyerek müthiş bir kinaye yaratmak sizce de tek başına edebi bir olay değil mi ? Hmm... Cinayet! kötülük ve kıskançlık, hasedlik duygusu bunlar insanlık tarihinin en eski duygusu, düşünün ki insan var oldu ve açığa çıkan ilk durtuleri bunlar oldu. Karmaşık aşk duyguları değil, vicdan, erdem onur, yüce gönüllülük değil de, ilk çıkan duygu kıskançlık oldu sizce de bu durum çok garip değil mi? Adeta bu duygu bütün duyguların atası gibi. O meşhur olayı hatırladıniz değil mi, Habil ile Kabil kardeşler. Biri diğerini o kadar kuvvetli kıskandı ki, sonu cinayete ulaştı, büyütecek birsey yoktu canım,  ufak tefek bir cinayet işte, hem ne hukuk vardı ne de adli rapor, öylesine serbest bir cinayet. Katil olan kardes

Kıskanırlar

İnsanların malınızı, mülkünüzü, başarılarınızı kıskanmasi normaldir ve bu içgüdü akılda kolayca anlasilabilir bir yer bulabilir daha enterasan olanı ve anlaması güç olanı sizin aklınıza dahi gelmeyecek özelliklerinizi kiskanmalaridir. Bu akla gelmeyen kıskançlık durtulerini dile getirdigimde urperecek ve kendinizi koruyabilmek için maddi güçlerinizi nazar boncuğu gibi yakaniza takacak kemik atar gibi önlerine atacaksınız. İnsanlar asıl sizi siz yapan ozelliklerinizi kıskanırlar. Başarınızi değil başarısızlıklar içindeki dik duruşunuzu, yıkılmayışınızı kan kaybetmeyisinizi kıskanırlar. Ne yasarsaniz yaşayın umutlarınızi kaybetmeyisinizi bütün Savaşlarınızi onurla verdiğiniz onurunuzu kıskanırlar. Günaha girmediginizde gunahsizliginizi kıskanırlar ve hatta şeytan da daha fazla bir arzu duyarak günah islenmenizi beklerler sizin temizliğiniz onlara dert olur. Vampirler gibi kandan beslenir bu kıskançlık abideleri kanayan yaranizin kokusunu çok uzaklardan alır daha da kanatmak isterler. Yü

Birşeyler üretin

Muhakkak birseyler üretin yoksa kendinizi yok etmeye başlarsınız. Birseyler üretmeye başlamak mutluluk üretmenin de başlangıç noktasıdır. Birseyler üretmek Allahın biz İnsanların fitratina koyduğu en güzel şey,  eğer bir insan mutluluk üretmesini bilmiyorsa nasıl yaşayabilir? Gerisinde nasıl anlamlı bir hayat hikayesi bırakabilir ? Allahın huzuruna isyan ve kufurle çıkmayı kim ister? Ya da bu şekilde O'nun huzuruna çıkarsak akbetimiz ne olabilir ? Yüce Allah demez mi; hiç mi aklına parlak bir fikir gelmedi mi, hiç mi sana birseyler uretebilmen için bir ilham göndermedim diye. Parlak bir fikirden kastım milyonlar satacak yeni bir ürün değil, sizi hayata bağlayacak küçük parlak tatlı bir fikir. İster örgü yapın, ister evde sabun yapın ister dekoratif birseyler yapın. İnanın insan  olmak başlı başına bir mucize. Yaşadığınız evi ortamı alanı yaşanabilir bir dünya haline getiririn hem de öyle büyük maliyetler harcayarak değil herkesi kiskandiracak şekilde basit düşünerek ama yalnızca ze

Bu bir mucize

Konu başlığını görünce, amansız bir hastalığı yendigimi ya da, imkansız bir olayı başardığımi mı düşündünüz bilemiyorum ama size ciddi anlamda bir mucizeden bahsetmek istiyorum. Siz hiç örgü yaptınız mı?  Normal şartlar altında hiçbir fonksiyonu olmayan, biçim olarak ta akıllara zarar vermeyen iki dümdüz metal Çubukla bir yumak ipe hayat vermek nasıl bir mucize hiç tecrübe ettiniz mi? Demistim size basit düşünün diye bu nasıl bir buluştur ve ortaya çıkma hikayesi nedir bilmiyorum ama her örgü yapmamda aynı hislere kapılırım Allahım bu iki düz metal Çubukla nasıl oluyor da ortaya bir insanın giyebilecegi bir ürün ortaya çıkarabiliyorum. Takdir edersiniz ki insan dümdüz bir varlık değil, koltuk altı oyuntusu ve boyun oyuntusu var, bütün bunları hiçbir yardimci alete ihtiyac duymayan kablosu prizi olmayan insan gücünden başka bir enerjiye ihtiyaç duymayan iki metal çubuk başarıyor.  Kesinlikle bunu tecrübe etmelisiniz. Örgünün faydalarına girmiyorum bile. Unutkanlık hastalığına iyi gel

Amaç amaç amaç

Amaçsız bir insani bekleyen tehlikelerin neler olabileceğine dair bir fikriniz var mı ? Hayal edebildiklerinizden bile daha kötü olabilir ya da hayal bile edemiyor olabilirsiniz. Öncelikle boş bir oda şeytanın çalışma odasıdır noktasindan harekete geçelim, aman Allahim gerçekten de en kötü tarafı bu olabilir hatta tek başına bu bile yeterli olabilir. Şeytanın amacı nedir, zihninizi kötüluge çalışır hale getirmek, sizi  kötü bir insan yapmak  ve etrafınızda ki insanlara kötülük yapmanızi sağlamak peki ben neden kötülük yapayım ki diyeceksiniz, çünkü amaçsız oldugunuz için aşağılık kompleksine gireceksiniz ve diger insanların başarıları sizi mutsuz edecek hatta kahredecek bu sebeple siz de kendinizi onları mutsuz etmeye çalışarak tatmin etmeye çalışacaksınız. Şeytanın tek amacı sizi kötü bir insan yapmaya çalışmak değildir, sizi türlü vesveselerle endişelendirecek ve hasta hale getirecektir bu nedenle amaçsız olmak bütün ruhani hastalıklara davetiye cikaracaktir. Amaçsız olmanın en kötü

Mutluluğun formülünü bulmuşlar

Eğer kahkaha atmanın yazıya dökülme şekli olsaydı suan bu yazıya o şekilde başlamak isterdim ama siz yine de okumaya başlarken yüzümde bir tebessüm olduğunu hayal edebilirsiniz. Bazen dua etmek için etkili bir dua arariz özellikle durumumuza uygun olmasını isteriz, evlenmek istiyorsak evlenme duası is arıyorsak rızık duası hasta isek şifa duası falan. Peki her ne istediysem oldu duası nedir? Dusmaninizin ağzını dilini bağlayan yüzünüze karşı cemkirmesini engelleyen dua nedir?  Aşık olduğunuz kişiyi kendinize aşık etme duası kendinize bağlama duası nedir ? Kocamin beni aldatmasıni nasıl engelleyebilirim duası nedir ? Sizi kaderinizden imtihanınizdan kacirabilecek ayağınıza taş bile değmesini engelleyecek bir dua var mı sanıyorsunuz! Madem her istediğimiz olacaktı, başımız hiç agrimayacak canımız hiç sikilmayacak saksıda ki ot gibi yasayacaktik o zaman neden bit nefis ile irade ile yaratıldık neden bize sinanacagimiz bildirildi. Allahım ne olur beni imtihan etme diye bir dua var mı ?

BASİT DÜŞÜN

Basit düşünmek en kurtarıcı en kârlı en güvenilir düşünme biçimidir hatta yabancı dilde bu düşünce kültürünün karşılığı şudur ki, öyle basit düşün ki aptallar bile anlayabilsin. Bu politikayı benimsediginizde kitleniz oldukça geniş bir alana ulaşır. Kannatimce en dahiyanice pazarlama taktiğide budur. Bir sirket yönetiyor olsaydım bir ürünü insanlara takdim ediyor olsaydım akıl almaz şeyler vaad etmek yerine yalnızca olmak istediğim karşılamaya çalıştığım ihtiyacı karşılamaya çalışırdim. Çanta miyim yalnızca çanta olurdum ayakkabı miyim yalnızca ayakkabı olurdum çünkü ihtiyaç basit karşılığı neden karmaşık olsun. Karmaşık olan hersey sizce de biraz endişe verici değil mi. Anlamakta zorlandığıniz şeylere ne derece guvenebiliyorsunuz? Basit düşünmek, basit bir ev dekoru yapmak mesela daha konforlu daha kullanışlı ve daha az yorucu değil mi? Basit insanlar mesela ne istediklerini bilen ve bunu en doğal şekilleriyle ifade eden insanlar sizce de daha güvenilir değiller mi? Kötülük bile ba

Kapsül nedir

Kapsül kullanım şekli ve amacı sebebiyle pratik bir kullanimdir. Tek kullanimliktir tane tanedir fayda amaçlıdır. İlaç bir hastalığın tedavisinde bir süreç ise kapsül bir adım bir aşamadir bu nedenle benim yazdığım denemeler hayat hakkında sistematik bir süreç olmayıp kapsül kapsül tek kullanımlık faydalardir. Yazdığım denemeler konu bakimliligindan çeşitlilik göstereceği için adını kapsül koymayı mantıklı buldum. Tek bir konu üzerine uzmanlaşma sağlamayarak ve birşey bilme iddiası gutmeyerek fikir paylaşımı daha da doğrusu sohbet etme arzusudur. Zaten bilenler bilir "deneme" edebi bir tür olarak serbest yazın türüdür makale gibi bir tez ve ispat gerektirmez. Yazdığım denemeler sizin için anlık yep yeni bir kapsül olabilir ve her aldığınızda size yeni bir farkındalık yaratabilir yeni bir duygu yeni bir heyecan uyandırabilir. Cok mu iddialı oldu bilmiyorum ama kapsüllerimi en iyi bu şekilde tarif edebilirim. Haydi öyleyse buyurun bir kapsül almaya...

Dalga mi geciyorsunuz!

Gün içerisinde herhangi bir meşguliyeti olmayan eve mahkum yasama alanı ev olan insanlar çok iyi bilirler, bu insanlar ev hanımlari olabilirler çalışma hayatı bitmiş emekli olmuş büyüklerimiz olabilirler ya da henüz hayatın başında çocukluk evresinde ki evlatlarimiz da olabilirler, eve mahkum derken ev hapsi almış ya da hayati bütün fonksiyonlarini kaybetmiş kimselerden bahsetmiyoruz tabi ki hepimiz evlerimize bağlıyiz temel yaşama alanimiz zaten evimiz değil mi, ama burda kritik nokta aktif bir çalışma hayatınız yoksa ve evde oturup televizyona muhtaç bir hayat yaşıyorsanız işte bu noktada, sinirsel olarak ciddi anlamda bir yıpranma yasayabilirsiniz. Anladiniz değil mi beni daha şimdiden anladınız çünkü sizler bizler hepimiz oldukça zeki insanlariz peki öyleyse neden bütün tv programları diziler efendime soyliyeyim diğer tv ürünleri aklımızla dalga geçiyorlar. Öyle dizi film karakterleri var ki iyi olmanın ya da kötü olmanın sınırlarını zorluyor. Zihinsel engelli olsa daha mantıklı da