Ana içeriğe atla

Giyinmenin Önemi

Oldukça komik bir konu başlığı olmak üzere,  giyinmenin nasıl bir önemi olabilir, aman ha iyi giyinin üşutmeyesiniz, ya da aman ha sokağa çıplak çıkmayın, tecavüze ugrarsınız gibi bir mahiyet değil herhalde.
Giyinmek... Şöyle çok eskiye gidiyorum baya bir eskiye, adem babamizla havva annemizin yanına. Bu ilk zamanlarda kıymetli ebevynlerimiz henüz tekstilin falan esamesi yokken fıtratlarında bulunan hayaları nedeniyle mahrem yerlerini örtmek istemişlerdir tabi olarak. Etrafa şöyle bir bakıp akla gelen ilk fikir olarak geniş yapraklı bitkilere uzanmışlar ve mahrem yerlerini örtmüşlerdir.  Yani burdan anlayacağımız ilk şey, giyinmenin örtünmek yani mahrem yerleri örtmek maksadını taşıdığını söyleyebiliriz tabi zamanla bu örtünme fikri o kadar gelişti ki, tasarımlar farklı kumaşlar gelişti de gelişti Adem Babamız ile Havva annemiz oldukça şaşkındırlar herhalde bizim çocuklar neler yaptılar böyle diye gurur mu duyuyorlardır bilmiyorum. Zaman içinde sevgili peygamberimiz hz. MUHAMMED ahir zamanda insanların giyinmiş çıplaklar olacağını söyleyerek bu giyinme hadisesine müthiş bir yorum ve ironi getirerek etrafındaki insanlara beyin fırtınası yaşatmıştır nasıl yani, hem giyinmiş olacaklar hemde çıplak ! Evet giyinmek hususunda bu kadar müthiş çığırlar açtık. Giyinmenin bugün teşkil ettiği önem ise, hangi toplumsal sınıfa ait olduğunuz, refah duzeyinizin ne olduğu, hatta dünya görüşünüzün  ne olduğu, niteliklerinizin ve kalitenizin ne olduğu gibi müthiş göstergeleri olan bir önem oldu, giyinmek. Bu noktada adem babamızla havva annemizin bizi anlamasına mümkün yok, düşünün ki evlatlardan biri çok aramış gezmiş dolaşmış ve daha kıymetli bir bitkinin yapragiyla avret yerini örtmüş ve ben artık sizde daha üstünüm demiş, bunu anlayabilmenin bir mümkünü var mı ?
Bir insanı  ne giydiğiyle saçının sakalının şekliyle, tırnağına yaptırdığı manikürun tarzıyla ya da sürdüğü oje ile ahlaki değerleri hakkında çıkarım yapmak bana çok aptalca ve sığca geliyor. Ben bir insanda zekaya, akla, kültüre, ruha, duyarlılığa, problem çözme kabiliyetine bakarım ama gelin görün ki o işler öyle olmuyormuş. Giyinmek ciddi anlamda bir saygınlık sebebi ve prestij meselesi imiş hele bu noktada bu anlayışı daha da bir aptalca buluyorum. Rica ediyorum kendinizi iyice nitelikli hale getirmeden nitelikli giyinmeyin zira uyumlu durmuyor. Zevkleriniz gerçekten de nitelikleriniz hakkında bilgi veriyor aman deyim! İş hayatınızda ki stilinizle sosyal hayatınızdaki stilinizi ya da fanteziler aleminde ki keyiflerinizi aktaracagınız yerleri çok iyi tayin edin. Sonradan da olsa giyinmenin önemini idrak etmem çok iyi oldu aslında sevdim de yani bu özenli dolaşma halini zaten bir kadın olarak ne kadar özensiz olabilirdim ama yine de ojenizden tutun da saçlarınızın fönlü olmasına kadar gösterdiginiz bütün özenler yalnızca kendiniz için benim için öyle en azından. Kendini tasavvufa vermiş dünyalıklardan soyutlamış biri olduğum için bana pek bir sığ geliyordu giyinmenin toplum nezdindeki onemi ama, toplum içine karışınca içimde ki, kadın yeniden hayat buldu.
İnsanın kendi algısı yükseldikçe başlıyor diğer insanları yargılamaya bu bir tabiat kanunu galiba. Siz de çok rastlamışsınızdır vizyonsuz giyim tarzlarına toplu taşıma araçlarında vs işte o anda  insanın giyinme tarzından hayatının fotoğrafını çekebiliyorum, kişi ev hanımı mı, çalışıyor mu, öğrenci mi vs aslında meselemiz sosyal kimliğimizden ziyade zihinsel eğitimimiz pekala ev hanımları da şık ve özenli olabilirler zaten bu durum geçmişe kıyasla epey gelişti, arzumuz sokakların bahar gelmeden heryerin mis gibi kokması ınsanlarin kendi refahları için kendilerine özen gösterecek kadar ozbenliklerine saygı duymaları. Bu bir lüks meselesi değildir zira her türlü dünyalıktan feragat etmiş, konu temizlik ve hoş kokmak olunca kendine özen göstermiş bir peygamberin ummetleriyiz o nedenle bu konuyu maddi güçle dramatize etmeyelim demek ki toplumu olumlu anlamda etkilemek için insanların kendilerine özen göstermeleri icap ediyor efendim. Uzun lafın kısası, ne giydiğinize ne sürdüğünüze dikkat edin. Gece yatak odasında kullanacağınız bir parfümle kalkıp işe gitmeyin zira çok uygunsuz olacaktır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fast Food Kültürü

Hiç sevmem, nefret ederim, rahatsızlık duyarım, irite olurum falan. Böyle bir kültür varsa da zira bizim kültürümüz değil zaten, belki de bütün iç acımalarım bundan. Gerçi kapalı model ülkeler gibi dışa kendini tamamen  kapatmış bir insan değilim, öyle olsaydı köriyi alıp taze fasulyeye koymayı bile düşünmezdim. Bu baharat olayı bize çok hitap ediyor, Ortadoğu'dan başlayalım Çin'e doğru gittikçe aman Allah bir baharat dünyası baharat aşkı o biçim ama batıya doğru gittikçe yemekler yağdan salçadan bir haber. Dönelim fast food olayına zira meselemiz gurmelik tadında bir dünya mutfakları mevzusu değil. Yılda bir kere bazen o bile olmamakla birlikte o kasten kırmızı renkli fast foodculara girmem. Zaten memleket olarak yemekçi kıtlığı çekmiyoruz çok şükür ama bir gün  gelir hergün yemek yediğim köftecinin ekmek arası ızgara tavugundan sıkılırsam ve ev yemeğinin de beni tok tutmayacagini düşünürsem, bu şartlar altında kalkar giderim o malum yere. Sözüm ona fast food olayı, hızlı yapı

Perfect life

Konu başlığına bakınca ingilizce bir içerik mi yazdım diye düşündünüz bilemiyorum, ayıptır söylemesi yazabilirim de ama biz de ki o söz sanatlarını, kinayeleri, hicivleri efendime soyliyeyim, kıvrak zeka ürünü kültürümüzü nasıl olur da çeviri yazıya aktarabiliriz işte orda çok ciddi kaygılar duyduğumdan yazılarımı orjinal dilde yazmaya devam. Zira başka dilde özellikle batı dili olan ingilizcede yazarsam olayın bütün agdasi yok olur gider hiçbir espirisi kalmaz. Dönelim mevzumuza size göre perfect life yani mükemmel hayat nedir ? Hayal edin çok zenginsiniz ve bir tekneniz var ve üstünde kocaman PERFECT LİFE yazıyor ama taşıması öyle zor bir hayat ki ortalama sıradan bir insanın taşıyabileceği türden değil, ve siz kendinizi tekneden aşağıya soğuk sulara atıyorsunuz, yüzmek için değil tabi, ölmek için, anlaşılan o ki, perfect olan teknenin kendisi, yaşamın kendisi bir o kadar dışkıdan. Ne sandınız ki, lüksün bir bedeli olmadığını mı?  Tabi bu bedel canınızı vermek değildi ama, dediğim g